Bu dünya herkese güzel, hepimizin ayrı ayrı planları, ayrı ayrı uğraşları var.. herkes bir işin peşinde hepimizin farklı hesapları var..
Günün özetine değinmek gerekirse herkes kendi menfaatleri ve çıkarları peşinde, oysa ki bilmediği çok şey var!
Hayat! Deme be dilini eşek arısı ısırasıca deme! Hey Hat! De.. bak neler gizli kalmış göreceksin, görüyorum diye baktığın o boşluklarda neleri neleri göreceksin! “Görüyorum ki” deme gözleri uykuda kalası!
Gördüklerine aldanıpta her şey ortada deme! Her şey ortada olsa peki bu uğraşın niye?
Tutmuşuz bir ipin ucundan kim çekse oraya yöneliyor insan, bulduğu yön olsa bari de yanmasa sonra can!
Çok can yakıyor insan, susuyor! Kapatıyor gözlerini! Duymuyor! Bunlarla yetinmeyip bilmediğine de biliyorum diyor!
Yapıştırıyor elinde ki kirleri “Falanca bunu etmiş, Falan yere gitmiş.. Falan yerden uçup, falan yere konmuş!” nidaları dilinde tespih misali sanki mübarek zikir tutmuş!
Kokmuş ulan ağzın kokmuş, sus tutmaz olmuş.. Kör olmuş gözlerin dünyaya.. dilin nankör olmuş!
Edebim edebim diye süslediğin meziyetin senliğinde yok olmuş!
Çebinde bile taşıyamadığın paralar sırtında yük olmuş, Dünyalık heveslerin uykun.. uykularında sana haram olmuş!
Gitmiş senle özdeşen senlik, kalmış koca bir leke benlik!
Bildiklerin kör, söylediklerin gıybet olmuş! Kör etmiş dünya hırsı seni, gözlerin iki karış mezarı göremez olmuş!
Sağır olmuş kulakların hakikati duyamaz olmuş!
Ezilmişin “ulan” ezilmiş, benlik hırkası üzerine de pek pis durmuş! Bozmuş başkalarının göz zevkini de başkaları da senin gibi.. senin kuyunu kazar olmuş!
Yalan olmuş aslında varlığın, zavallı nefsin peşinden koşar olmuş.. kaç defa düştüyse kalkmaz olası! Peşinde bir çâre olmuş!
Yalan olmuş samimiyetin!
Bozulmuş terazisi.. ölçeni zalim, ne etsin nasiplisi!
Bir gün bir sepet hurma getirip; Buyur ya Resulullah turfanda hurma, dediler.
Peygamberimiz (S.A.V.), "Hurmalar oldu mu ki?" diye sordu.
Hayır, olmadı! ama bizim bahçemiz sıcak bir dere içinde bu yüzden ilk hurma bizde erişir.
Kimse yemeden size getirdik ki en önce siz yiyesiniz turfanda hurmayı. Dediler!
Peygamberimiz uzakta oynayan çocukları gösterdi, götürün bu turfanda hurmaları şu oynayan çocuklar yesinler. “Ben komşularımın yemediğini yemem.” Ne zaman komşularımız da hurma yemeye başlarsa işte o zaman ben de gönül rahatlığı içinde hurma yiyebilirim! Buyurdu…
İşte sözün özü budur, anlarsa kul ne mutlu.. kimse üzülmesin dünyada kul ne ekti ise ahrette onu buldu!
ALLAH yar ve yardımcınız olsun!
Yorum Yazın