Bugün günlerden Pazar. Çok güzel, güneşli bir bahar günü.
Aile olarak bu güzel günün tadını çıkarttıktan sonra eve dönüyoruz. Hemen apartmanın önündeyiz.
4 veya 5 yaşlarında, gözleri yeşil, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ayağı çıplak, üzerinde ki kıyafeti kirli gözleri dolu dolu bir kız çocuğu gördük sokakta. Ağlamaklıydı. Ürkekti. Belliki yardım istiyordu. Üzüldük o güzel çocuk için, kaybolduğunu düşünerek korktuk ve yanına yaklaştık.
İlk sorumuz; ne oldu kayıp mı oldun? oldu.
Cevap alamadık, belli ki Türkçe bilmiyordu. Anne kelimesini bildiğini düşünerek Anne nerede diye sorarken polisi arayalım diye de düşünmeye başladık. O sırada sokağın diğer ucun gösterir şekilde baktı masum hali ile. Hala korkulu idi gözleri. Biraz mesafeli olarak yanında yürüdük, karşıdan hemen hemen 100 metre mesafedEn başka bir kız çocuğu koşarak geldi. Oda 7 yaşlarında ya var ya yoktu; kucakladı, kardeşin mi diye sorunca anladık ki oda Türkçe bilmiyordu. Sahipsizce çocuğunu bırakan bir ailesi olduğu için biraz kızgın ama oldukça üzgün homurdanarak eve girdik.
Bende bir kız çocuğu babasıyım. Çocuğumun geleceği için uğraşıyorum. Vatana millete hayırlı bir evlat olsun derdindeyim. Gözünün içine bakıyorum, mutlu olsun istiyorum. Ne kadar şanslı olduğumuzu ve aynı derecede kızımın da ne kadar şanslı olduğunu bir kere daha anlıyorum. Üzerinde huzur ve barış içinde yaşadığımız bir ülkemiz var.
Sonra aklıma göçmen çocukların eğitimi geliyor. Bu çocuklar okula gidiyor mu? Gidiyorsa bu çocuklar için ayrı özel sınıflar var mı? Bir çok okulda bir çok göçmen çocuk görüyoruz. İlk önce iyi derecede Türkçe öğrenip böyle mi eğitimlerine başlıyorlar? Yoksa normal okul zamanları geldiğinde bizim çocuklarla aynı sınıflarda mı eğitim alıyorlar. Alıyorlarsa başarılı olma olasılıkları nedir.
Ana dili Türkçe olan çocuklar ile sonradan Türkçe öğrenen çocukların aynı derecede başarılı olma şansı nedir. Bu etken bizim çocuklarımızı ne kadar etkiliyor. Göçmen çocuklarının kültürleri ile bizim kültürümüz ne kadar bir birine uyumlu. Aynı sınıf içinde ne kadar iyi yönde etkileşim halindeler. Bu etkileşim çocukları nasıl etkiliyor.
Aileler bu duruma nasıl bakıyorlar? Göçmen çocuklarının aileleri bu duruma nasıl bakıyor?
Kimse araştırdı mı acaba? Yoksa herkes kendi çaresini mi arıyor? Yoksa göçmen aileleri gibi vurdum duymaz mı davranıyor?
Aklımda olan bu sorulara cevap verecek bir resmi makam olur inşallah. Ben ve benim gibi binlerce veliyi bilgilendirir. Bizlerde gönül rahatlığı ile çocuklarımızı okullarımıza göndeririz.
Yorum Yazın