ASÜ Sabire Yazıcı Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “Felsefe Tartışmalarının” 8’incisinde konuşan Volkan Ertit, “Üniversite Gençliği Neden Dinden Uzaklaşıyor (Sekülerleşiyor)?” başlıklı bir sunum yaptı. Sekülerleşmenin ne olup olmadığının tam olarak bilinmediğinden söz eden Ertit, sosyal bilimcilerin de bu kavramı tam olarak bilmediğini belirtti.
Sekülerleşmeyi “Belli bir toplumda, belli bir zaman dilimi içerisinde dinin, dinimsi yapıların, batıl inançların ve halk inançlarının toplumsal prestijinin ve gücünün göreceli olarak azalması” olarak tanımlayan Volkan Ertit, kendi tanımını diğer din sosyologlarının tanımından ayıran bir detay olduğunu söyledi.
Sekülerleşme denince, özellikle ilahiyat camiasının sadece İslamiyet, Yahudilik, Hıristiyanlık dinlerini ve bunların toplumdaki etkisinin azalmasını anladıklarından söz eden Ertit, “Benim tanımım sadece dinden söz etmiyor; dinimsi yapılar, batıl inançlar ve halk inançları da benim tanımımda var.
Dünyevi kişiliklerin toplumsal etkilerinde de benzeri azalmalardan söz edebiliriz. Örneğin; bir domatesin içinde Arapça “Allah” lafzının bulunmasına kutsallık atfetmekle, iki dağın yılın bazı dönemlerindeki güneş açısı münasebetiyle Atatürk şeklinde bir gölge oluşturmasına kutsallık atfetmek aynı kökten beslenen anlayışlardır. Bu örnek, sekülerleşmenin sadece dinle ilgili olmadığının da göstergesidir” dedi.
Barajlar Yapıldı, Yağmur Duası Bitti
Sekülerleşmenin dinsizleşme veya ateistleşme olmadığının altını çizen Ertit, burada bir görecelilikten söz edildiğini belirterek, “Tanrıya inanan, namaz kılan, oruç tutan bir insan olabilirsiniz ama anne-babanıza göre sekülerleşmiş de olabilirsiniz. Sekülerleşme laikleşme, dinsizlik ve aydınlanma değildir” dedi.
Sekülerleşme paradigmasının bilimsel gelişmeler, endüstriyel kapitalizm ve kentleşme gibi üçayağı olduğundan bahseden Araştırma Görevlisi, bu üçlünün, dünyanın herhangi bir yerinde bir araya gelmesi durumunda, sekülerleşmenin ortaya çıkma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu kaydetti. Konuya dair örneklerini sıralayan Volkan Ertit, “Hamile kalmakla alakalı sorunları olan bir kadın daha önceki yıllarda yastığının altına taş koymak veya türbelere gütmek gibi çeşitli yöntemler denerdi.
Ancak bilimsel gelişmelerin çok hızlı şekilde yaşandığı günümüzde, kadınlar artık tıbbi yöntemleri denemeye başladılar. Bu, kadınların artık dinsizleştiği anlamına değil, seküler yöntemlere yöneldikleri anlamına gelir. Bir başka örnek; köylerde insanlar yağmur yağması için daha önce yağmur duasına çıkarlardı.
Harran’da artık yağmur duasına çıkılmıyor ve yeni nesil yağmur duasını bilmiyor. Çünkü o bölgeye baraj yapıldı ve yağmur duasına çıkış, biriktirilebilen su münasebetiyle bitti. Bu, Harran’daki insanların artık dinsizleştiği anlamına gelmiyor” dedi.
Volkan Ertit, sunumunun ardından soruları yanıtladı. Etkinliği Fakülte Dekanı Prof. Dr. Neşet Toku, akademisyenler ve öğrenciler takip etti.
Yorum Yazın