Harbiye'deki TRT İstanbul Radyosunda gerçekleştirilen tanıtım öncesi açıklamada bulunan TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT'nin yayın hayatına başladığı günden itibaren ve hatta onun öncesinde de çekilmiş görüntüleri, arşivinde biriktirdiğini belirterek, "TRT'de son derece önemli bir birikim var. Daha sonra eklenen çalışmalarla da bu arşiv çok büyük bir zenginliğe kavuştu ve bunun bir şekilde açılması gerekliydi. O hafızanın tekrar gündeme getirilmesi gerekiyordu, siyasi, kültürel ve sosyolojik açıdan." dedi.
Göka, zaman içinde çeşitli sektörlerin nereden nereye geldiğinin de arşiv sayesinde görülebildiğine değinerek, şöyle devam etti:
"Bütün bunlar hakkında bir fikir sahibi olabilmek, aynı zamanda nostalji duygusunu uyandırabilmek de gerekliydi. Belki biraz güleceğiz, hüzünleneceğiz ve duygusallaşacağız. Çünkü, bu nostalji duygusunu uyandırmak son derece önemliydi. Geçmişle günümüz arasında bir karşılaştırma yapabilmek açısından son derece önemliydi. Bütün bunları yerine getirebilmek, biraz da vatandaşlarımıza geçmiş ve günümüz arasında bir karşılaştırma yapabilme fırsatı vermek için böyle bir çalışmaya gerek duyuldu."
TRT'nin 200 bin saatlik görsel bir arşivi olduğunun altını çizen Göka, şunları kaydetti:
"Daha bunun içerisine ses arşivimizi koymadık. Bu, görsel arşiv. Yani yeni medyanın oluşturduğu siteye koyacağı potansiyel olarak 200 bin saatlik arşiv var. Bunun içerisinde son dönemden, hatırlayabileceğimiz dönemlerden görüntüler de görebileceksiniz. 1919'lardaki Sultanahmet konuşmalarını da görebilirsiniz. Dolayısıyla bütün bunlar, TRT'nin elinde var. Bu arşivi açarak bundan belki farklı şekillerde yararlanmak isteyenlere de bir hizmet sunmuş olacağız."
"TRT Arşiv kadar detaylı bir proje, hiçbir kamu yayıncısı tarafından halka açılmadı"
TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren de günümüzde en çok dillendirilen sözün, “Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür" sözü olduğunu ifade ederek, "Çünkü bireysel ve toplumsal olarak tekerrürden ibaret olan hayatlar yaşarken, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, güçlü bir hafıza. (Öyle) Ki, birbirinin benzeri veya tekrarı olan olay, plan, hesap veya mücadeleleri doğru okuyalım. Hafızasını kaybeden toplum için kimlik, anlamsızlaşır. 21. yüzyılla birlikte küreselleşme altında bir derinlik ve mana kaybı riskiyle karşı karşıya olduğumuzu söylemek çok da iddialı olmasa gerek. Buradan baktığımızda, bireysel ve toplumsal hafızayı koruyup, diri tutmanın ne kadar önemli olduğu açık bir şekilde görülebilir. Bir bilgi veya iddiayı dillendirirken somut belgelere sahip olmak, öz güven verir ve bu çok kıymetlidir." diye konuştu.
Eren, TRT'nin kurulduğu günden itibaren yaptıklarını belgeye dönüştürmeyi ve arşivlemeyi misyon edindiğini ve bunu çok önemsediğini vurgulayarak, "TRT Arşiv projesiyle insanların geçmişe belgelerle, doğrudan tanık olabileceği bir mecra oluşturmayı hedefledik. Kurulduğundan bu yana TRT arşivinde biriken görüntüler, artık büyük bir özenle tasnif ediliyor ve web üzerinden paylaşıma açılıyor." ifadelerini kullandı.
Projenin Haziran 2014'te başladığının altını çizen Eren, şöyle devam etti:
"Dünyanın önde gelen birkaç televizyon kuruluşu bu tür bir tasnifleme çalışmasına girdi. Ancak TRT Arşiv kadar detaylı bir proje, hiçbir kamu yayıncısı tarafından halka açılmadı. TRT arşivinde 200 bin saati aşkın görüntü var. Bu sayı giderek artmaya da devam ediyor. Bu durum, TRT Arşiv’in web sitesinde de bu büyüklükte bir içeriğin yer alacağı anlamına geliyor. Web sitemizde, TRT tarafından çekilen görüntülerin yanı sıra, TRT’nin arşivinde olup, yayın hayatına başlamasından önceki dönemlere ait ve diğer devlet kaynaklarından temin edilen görüntüler de mevcut. Sultan Abdülhamid'in biat töreni, Sultan Reşad, Damat Ferit Paşa, 1919 Sultanahmet Mitingi, cumhuriyetin kuruluş dönemine ve Birinci ve İkinci Dünya Savaşına ait görüntüler, bu örneklerden sadece birkaçı."
İbrahim Eren, taraması gerçekleşen ve TRT Arşiv sitesinde yer alan görüntülerin aynı zamanda sosyal mecralarda da yayınlanacağını aktararak, ham görüntülerin yanı sıra reprodüksiyonu gerçekleştirilmiş özel görüntülere de yer verileceğini sözlerine ekledi.
Halit Kıvanç: İstanbul radyosu benim değişmeyen evim
Etkinlikte konuşan 92 yaşındaki başarılı sunucu Halit Kıvanç ise TRT Radyo binasına ilk kez 62 yıl önce 1955'te girdiğini söyleyerek, "Konuşmaya başladım bu radyoda ve uzun yıllar bu radyoda hayatımı buldum." dedi.
Kıvanç, Radyo Evi'nin değişmeyen evi olduğunu kaydederek, "İstanbul Radyosu benim hayatımda gerçek olarak ilk işim değil ilk sevgimdir. Hayatta ilk yaptığım güzel şey, İstanbul Radyosunda konuşmak. 'Abi düzgün konuşuyorsun. Sen niye radyoda konuşmuyorsun?' dediler, girdim. O kadar sene. Şu anda söyleyecek sözüm yok çünkü oturup 3 ay anlatmam lazım. Çok anılar var." değerlendirmesinde bulundu.
Açılış öncesi TRT arşivinde yer alan önemli olaylardan bir derleme de katılımcılara sunuldu.
Yorum Yazın