Prof. Dr. Namık Özkan'la elele Aksaray daha da ileriye…
AKSARAYAksaray Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Namık Özkan'ı hastanede ziyaret ettik. Aksaray'da birçok ilki gerçekleştiren Prof. Dr. Namık Özkan'dan, sizler için Obeziteden korunma ve tedavi yollarını, nedenlerini ve birçok hastalığın temelinde yatan Obezitenin yaşamımız üzerindeki etkilerini sorduk.
Kaliteli yaşamın anahtarını okurlarımızla paylaşıyoruz. Eğer hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız, aşırı ekmek ve hamur işi tüketiyorsanız ve su içsem yarıyor diyorsanız siz de bir Obezite adayı olabilirsiniz. Kalp damar hastalıklarından uyku apnesine, eklem rahatsızlıklarından yüksek tansiyon ve şekere kadar birçok hastalığın sebeplerinin başında gelen Obezite tehlikesini görmezden gelmeyin ve mutlaka yazımızı okuduktan sonra daha uzun ve daha kaliteli bir yaşam için Prof. Dr. Namık Özkan'ın uyarılarını dikkate alın.
Şimdi sizleri Sayın Prof. Dr. Namık Özkan'la yaptığımız röportajla baş başa bırakıyoruz.
Hocam Aksaray'a ne zaman atandınız ve asıl branşınız nedir?
Haziran 2017'de Aksaray Üniversitesi Tıp Fakültesine Kurucu Dekan olarak atandım ancak bu idari bir görev ve bâkî değil, benim asıl mesleğim Genel Cerrahlık.
Aksaray'da ilk Obezite ameliyatını ne zaman yaptınız? Dünyada ve ülkemizde Obezite oranları nedir?
Kimler Obez sayılır?
Obezite nedeniyle ilk ameliyatımızı Kasım 2017'de 19 yaşında genç bir kızımıza yaptık. Hâlen kilosunu koruyabiliyor ve çok sağlıklı. Obezite dünyada olduğu gibi ülkemizde ve Aksaray'da da çok yaygın bir salgın ve sağlık sorunu olarak kabul ediliyor. Dünyada yaklaşık 500 milyon kişinin Obez olduğu tahmin ediliyor, ülkemizde de yaklaşık 3 milyon kişi ameliyat gerektirecek düzeyde Obez teşhisi olan insan olduğu bildiriliyor. Türkiye'deki kadınların 1/3'i, erkeklerinde 1/4'i fazla kilolu yani Vücut Kitle İndeksi 30'un üzerinde olan kişiler. Vücut Kitle İndeksi (VKİ), kilogram cinsinden ağırlığın boyun metre cinsinden karesine bölünmesiyle elde ediliyor ve 18-25 arası normal, 25-30 arası hafif kilolu diyoruz, 30'un üzerindekilere obez diyoruz. 30-35 arası 1. Derece, 35-40 arası 2. Derece, 40'ın üzerinde olanlar Morbid obez diyoruz.
Obeziteye karşı hangi tedbirler alınabilir? Fazla kiloları olan herkes ameliyat olabilir mi? Ayrıca Obezite nedeniyle yapılan ameliyatların riski var mıdır?
Obezitenin tedavisinde en önemlisi aslında hiç obez olmamak ama maalesef dünyada ve ülkemizde hızla yayılıyor. Bu nedenle dünyada olduğu gibi ülkemizde de obeziteye karşı birtakım çalışmalar var, günlük 10 bin adım yürümek ya da bilgilendirme toplantıları gibi. Ancak obez olduktan sonra yapılacak ilk şey diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerini sağlamak ki hastaların kilo vermelerini sağlayalım. Hayat tarzında değişiklikten kastımız insanları yürümeye ve spor yapmaya alıştırmak. Diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin ardından kilo verip kilosunu koruyabilen maalesef çok fazla kişi olmuyor. Bundan sonrası ise ilaç tedavisi ve endoskopik girişimler oluyor hastanın vücut kitle indeksine ya da ek hastalıklarına göre karar veriyoruz. Bunda da başarılı olamazsa o zaman ameliyat ediyoruz. Ancak ameliyatta öyle apandisit ameliyatı gibi sabah geleyim akşam evime döneyim gibi bir sistem yok, hastanın bazı aşamaları geçmesi gerekiyor ameliyat öncesinde. Bu aşamaları geçtikten sonra ameliyatı yapıyoruz ama ameliyattan sonrası da çok önemli ve hastanın uyması gereken bazı kurallar var. Hastaların uygun teknikle ameliyatlarının yapılması ve sonrasında hastanın doktoru tarafından koyulan kurallara uyması durumunda bu ameliyatlarda ölüm riski %1 civarında, safra kesesi ameliyatlarındaki oranlarla neredeyse eşit.
Aksaray'da göreve başladığınız günden bu yana iki yılda kaç ameliyat gerçekleştirdiniz? Burada çalışmalarınızı yapabilmeniz için gerekli ekip ve teknolojik donanım noktasında zorluk yaşıyor musunuz?
Haftada 2 ya da 3 ameliyata girdiğim oluyor, geçmişte malzeme eksiğimiz nedeniyle hiç ameliyata giremediğimiz de olmuştu ancak şu anda çok şükür malzeme konusunda hiçbir eksikliğimiz yok. İki yılda girdiğimiz ameliyat sayısı yaklaşık 80'i buldu. Bunun dışında Genel Cerrahi Kliniği olarak böbrek, karaciğer ya da organ nakilleri dışında ameliyatların %90-95'ini yapabilecek seviyedeyiz hem ekip hem de teknolojik donanım olarak. Tabi bazı ameliyatlarda olması gereken yan bölümlerin de bulunmaması nedeniyle hastalar başka yerlere sevk edilebiliyor, bu branşlarda bünyemizde toplandığı zaman ekipman açısından hiçbir eksiğimiz yok ve tüm bu ameliyatları da burada yapabileceğiz.
Aksaray'da obezite oranlarıyla ilgili bir değerlendirmeleriniz nelerdir? Özellikle Aksaraylılara tavsiyeleriniz nelerdir?
Aksaray'da Obezite oranını ayrıca değerlendirmedik elbette ancak klinikte takibini yaptığımız 300'ün üzerinde hasta var. Burada ekmek tüketimi çok fazla, belki bu azaltılabilirse özellikle beyaz undan yapılmış ekmek tüketimine dikkat edilirse, hamur işi azaltılırsa ve biraz daha sebze tüketimine yönelirse insanlarımız muhakkak Obezite oranlarında düşme görülebilir.
Obezitenin tedavisinde hastaları bekleyen riskler var mıdır? Sizin önerileriniz nelerdir?
Biz hangi hastayı ameliyat edeceğimize çeşitli kriterlerle karar veriyoruz, bunda en önemli kriter vücut kitle indeksi ve ek hastalığının olup olmaması. Eğer herhangi bir ek hastalığı yoksa vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olanları ameliyat ediyoruz. Ancak uyku apnesi, dizlerde artrozlar (kireçlenme), şeker hastalığı gibi ek hastalıkları varsa vücut kitle indeksi 35'in üzerindeki hastalarda ameliyat edilebiliyor. Tabi ki 10-12 çeşit ameliyat yöntemi var, hastanın durumuna göre bu ameliyat yöntemine de karar veriyoruz. Bu ameliyatlarla zayıfladıktan sonra şeker hastalarının şekeri düzeliyor, tansiyon hastalarının tansiyonu normale dönüyor ve ilaç kullanmayı bırakıyorlar, kolesterol ya da trigliserid yüksekliği ortadan kalkıyor, uyku apnesi ortadan kalkıyor ve hastalar daha rahat uyuyor, dinlenmiş olarak kalkıyor aslına bakarsanız yaşam kaliteleri artıyor insanların. Yapılan çalışmalar göstermiş ki ameliyat olan hastalar ameliyat olmayan hastalara göre 10 yıl daha fazla yaşıyor çünkü daha sağlıklı yaşıyorlar. Obezite bir hastalık ancak Obezitenin sebep olduğu birçok hastalık var mesela şeker hastalarının %80'i obez ve Obezite ortadan kalkınca şeker hastalığı ortadan kalkıyor. Obeziteyle vücuda çekebileceğinden daha fazla yük yüklüyorsunuz, bu da kalbinizi, eklemlerinizi ya da birçok organınızı zorlamaya ve normal olarak çalışamaz duruma getiriyor, bu tabi en basit anlatımıyla böyle. Burada bu ameliyatları yaparken kişinin manken olmasını hedeflemiyoruz, bizim amacımız kişinin daha sağlıklı bir hayat sürmesi. Obezite ameliyatları sigortası olanlar ve ameliyat kriterlerine uygun olanlar için tamamen ücretsiz yapılıyor.
İki yıl öncesine göre daha konforlu ve daha donanımlı bir hastanemiz var. Öğretim üyesi sayımız 50 kişiye ulaştı ve bu arkadaşlarımız içerisinde benden daha yetenekli olanlar var mesela harvesting tekniğiyle donör ameliyatı yapan bir arkadaşımız var, öğretim üyesi olmak sürekli kendinizi geliştirmek hissiyatı da verir bu sebeple sürekli ben de arkadaşlarımızda daha önce yapılmayan işleri deneyip yapmaya gayret gösteriyoruz ve sürekli gelişiyoruz. Şu anda haftada 2-3 hatta idari işlerden fırsat bulursam 4 ameliyat gerçekleştirdiğimiz oluyor, bu da servisteki ekibimin benim nazarımda yeterli olduğu anlamına gelir, şöylede bir durum var, Aksaray yol kavşağında olan bir şehir ve acile günlük ortalama 8 tane ameliyat gerektiren trafik kazası geliyor ki bunlar multipl travmalardır. Multipl travmalar ekip çalışması gerektirir, yani Genel Cerrah, Ortopedist, Göğüs Cerrah, Anestezist. Burada multipl travmalı olup ameliyat olan hastalar var, bu da ekibin cerrahi ekibin yeterliliğini gösterir.
Aksaray'da 2 yılda birçok çalışma gerçekleştirdiniz muhakkak, ancak tıkandığınız noktalarda olmuştur. İleriye dönük çalışmalarınızı daha da ileriye götürebilmek için hangi destekleri bekliyorsunuz, nelere ihtiyacınız var?
Bizim en büyük eksikliğimiz öğrenci açısından Tıp Fakültesi açısından morfoloji binası dediğimiz eğitim binamızın ekonomik nedenlerden dolayı onay alamaması. Rektörümüzde çok uğraşıyor ama bu tamamen devletin imkanlarıyla yapılabilir, biz binamızın tamamlanmasını ve bir an önce öğrencilerimizin gelmesini istiyoruz. Tabi bina tamamlanamasa da biz öğrencilerimizi getireceğiz. Her ne kadar devletin desteğiyle binamızın yapılabileceğini söylesek de biz bu konuda Aksaray'ın ileri gelenlerinin de desteğini bekliyoruz. Birkaç iş insanı bir araya gelerek Tıp Fakültesi binamızı yaptırabilir ve en güzel destek de bu olur. Sağlık bakanlığından bazı cihazların tedarikini istiyoruz ve bu konuda Aksaray'ın siyasilerinden gerekli desteği de görüyoruz ama bu destek daha da artırılsın istiyoruz. Şu anda 101 öğrencimiz var ve bunlar Konya'da eğitim görüyorlar, bunları buraya getirmek ve eğitimi burada devam ettirebilmemiz için Tıp fakültesi binamızın hemen tamamlanması gerekiyor gerek devletimizden gerekse Aksaraylı hayırseverlerden özellikle bu konuda ciddi destek bekliyoruz.
Aksaray'da Tıp Fakültemiz var ama öğrencilerimiz yok. Bulunduğu konum itibariyle gelişmeye ve büyümeye çok müsait olduğu halde sürekli geriden gelen, âtıl bir şehir olarak kalmak istemiyorsak elimizdeki fırsatları imkanlarımız ölçüsünde en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Prof. Dr. Namık Özkan Malatya'nın yetiştirdiği bir değer ancak Aksaray'ı değerli kılacak çalışmalar yapıyor. Bizim gerekli destekleri vermediğimiz her kıymet burayı bize rağmen ne kadar yüceltebilir? Şimdi Aksaray'ın tüm değerli iş insanlarına ve hayırseverlerine sesleniyoruz, lütfen sizlerde desteklerinizi esirgemeyiniz ki hem başarıya giden yollar açılsın hem de açılan yollarda yeni başarılara koşan nesillerimizin yetiştirildiği daha güzel, daha güçlü, daha büyük ve daha zengin bir Aksaray olsun.
Aksaray'a katkılarından dolayı Sayın Prof. Dr. Namık Özkan'a teşekkür ediyoruz.
İlginizi Çekebilir