Aksaray Diyanet-Sen Nedim Köse ile devam dedi
GÜNDEMGeçtiğimiz gün Aksaray Diyanet-Sen Genel Kurulunu yaparak başkanını seçti.
Aksaray Diyanet-Sen Başkanlığına güven tazeleyerek tekrardan seçilen Nedim Köse, 1998 yılında erdemliler hareketiyle filizlenen Diyanet-Sen, bugün Anadolu’yu kuşatan ulu bir çınar haline gelmiştir. Etki alanı Kars’tan, Edirne’ye, Sinop’tan, Hatay’a uzanan geniş bir coğrafyaya ulaşmıştır, diyerek şu konulara değindi.
Köse; Bunun için ne kadar şükretsek, ne kadar hamdetsek azdır. Bu vesileyle başta kurucu liderimiz Ahmet Yıldız olmak üzere ilk tohumları ekenlere, bu kutlu yürüyüşte, ilk adımı atanlara bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Diyanet-Sen’in yetkili olduğu dönem din görevlilerinin altın çağı olmuştur. 2004’te yetkiyi almadan önce başkanlığımız teşkilat yasası olmayan derme çatma yönetmeliklerle yönetilen, 34 bin kadro açığı olmasına rağmen sadece 1 kadro tahsis edilen, kamu görevlileri arasında en düşük ücrete layık görülen kesimdi.
Yetkiyle birlikte öyle güzel gelişmelere, öyle güzel kazanımlara imza attık ki gerçekten öncesiyle karşılaştırdığımızda “Diyanet-Sen’in yetkili olduğu dönem din görevlilerinin altın çağı olmuştur” sözünün anlamı çok daha güzel ortaya çıkıyor.
Biz Diyanet-Sen olarak; "İnsanın dünyadaki imtihanı ahde vefa'da gayrettir" anlayışıyla yola çıkan, "Hak yolunda feda" olmanın hakkını verme gayretiyle ter akıtan, akıttığı terle, cefaya talip oluşuyla berekete mazhar olan ve 90 bini geçen üyesinin güvenini güce, gücünü kazanıma dönüştüren teşkilat olarak; 24 yıldır kuruluş ilkelerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. "Öncü Medeniyet, Güçlü Sendika, Büyük Türkiye" Hedef Yüz Bin Üye” diyor ve Yüzbine gün sayıyoruz. 100 Bin; yeni başlangıçlara, yeni kazanımlara, yeni ufuklara, yeni umutlara, Kararlı Adımlarla Güvenli Yarınlara, Yeniden Büyük Türkiye'ye ve Adil Bir Dünya'ya hizmet etsin, vesile olsun istiyoruz. Türkiye'nin en büyük emek hareketi olarak varlık nedenimizi; Bütün kamu görevlilerini, emeğin ve ekmeğin değerini bilen herkesi davasına ortak eden, yan yana duran, kol kola giren, bereket ve heybeti oluşturan, ülkeyi ve dünyayı dönüştüren bir Diyanet-Sen olarak görüyoruz. Zirveyi; değerlerimiz üzerinden anı, çağı, insanı ve insanlığı ihya olarak görüyoruz. Üyelerimizdeki dava bilinci, vefa duygusu, bütün bu duyguları yüreklerinde taşıyan binlerce din gönüllüsü, başarıya olan inancımızı artırıyor ve yolumuzu kolay kılıyor.
"İnsan nisyanla maluldür" Unutur derler. Biz unutmayanlarız. Türkiye'yi yasaklara boğanları da Bizi yasaklardan kurtaranları da, unutmadık. Kızlarımızı üniversite kapılarında turnikelere sıkıştıranları da, turnikeleri kıranları unutmadık. Tıpkı; ikna odaları kuranları ve imha kararları alanları unutmadığımız gibi... Biz, 28 Şubat'ta: Müstağni ve mütekebbir bir edayla "Bin Yıl Sürecek" diye tehdit savuranları ve Devlet aygıtını inananlara zulüm çarkına dönüştürenleri unutmadık. Mağdurlara iade-i itibar yapıp onları yeniden göreve döndürenleri de unutmadık ve unutmayacağız. Medeniyetimizi yok sayıp, değerlerimizi yok etmeye uğraşanları da değerlerimiz üzerinden "Yeniden Büyük Türkiye" için milletle birlikte yola çıkanları da unutmadık, unutturmayacağız. Devleti derinlere çekenlerin tersine, Devlet milletin emrine veriliyor artık. Terörü besleyen sömürü baronlarını, her biri farklı örgütlenen terör taşeronlarını hiç akıldan çıkarmayacağız. Kardeşlik için, milli birlik için, bin yıllık desendeki beraberlik için, Çanakkale Ruhu için, proje üretenleri ve baldıran zehr-i içenleri unutmayacağız. Bütün kamu görevlilerine verilip de din görevlilerine verilmeyen sendikal hakkı almak için ömrünü ortaya koyan Merhum Kurucu Genel Başkanımız Ahmet Yıldız ve yol arkadaşlarını unutmadık unutturmayacağız. Dava bilinci ve vefayla yolumuza devam edeceğiz.
Değerli Meslektaşlarım;
Meyveli ağaç taşlanır fehvasınca tek işleri Diyanet-Sen’i taşlamak olan ve her geçen gün erimelerini bir türlü durduramayan sendikalar şunu anlamalı: Diyanet-Sen’i karalama kampanyanız işe yaramamıştır. Din görevlileri ve Vakıf çalışanları kimin kendilerine hizmet ettiğini, kimin etkin ve liyakat ile çalıştığını, kime güvendiğini göstermiştir.
Bu güvenin hakkını veren, bu güvenle yol alan, bu güvenle din görevlilerine, vakıf çalışanlarına yeni yollar, ufuklar açan bütün teşkilatımızı yürekten kutluyor, çabaları için, fedakarlıkları için, diğergamlıkları için, adanmışlıkları için, şahsım adına, hizmet kolumuzun çalışanları adına, ülkem adına şükranlarımı sunuyorum.
Bu gün saymaya zamanımızın yetmediği kadar çok kazanımın olması sizlerin, bizlerin kısaca Diyanet-Sen’in eseridir.
Emeğimizi zayi etmeyelim.
Rakiplerimizin emeğimize sahip çıkmalarına göz yummayalım
Diğer sendikalar, bizim kazanımlarımızı sahiplenmek için her türlü yolu deniyor, farklı entrikalar ortaya koyuyor.
Fotoğraf çektirmeyi mektup yazmayı sendikacılık zannediyorlar.
Gece gündüz demeden, ailelerimizi, eşlerimizi, evlerimizi, çocuklarımızı ihmal ederek ya da onların fedakarlıklarına sığınarak elde ettiğimiz kazanımları kendi malları gibi göstermelerine fırsat vermemek de hepimizin ortak sorumluluğudur.
Özellikle 2004 yılından bu yana ne elde edilmişse bizim eserimizdir. Hayal dahi edemedikleri kazanımlarımızı kendilerine mal etmek isteyenler, dün olduğu gibi bugün de yarın da olacaktır.
Her Mayıs ayı öncesi gümbür gümbür geldiklerini söyleyip hava atanlar, üye tutanaklarını imzalamaya dahi yüzleri olmadığı için üye tespit tutanaklarını imzalamaya bile gelemiyorlar. Ancak, onlar, emeğini zayi ettirmeme kararlılığımızla elleri boş dönecek, emellerine ulaşamayacaktır. Biz emeğimizi de, ekmeğimizi de, eserimizi de kimseye çaldırmayız.
Kıymetli Kardeşlerim
Diyanet-Sen’in yetkili olduğu dönemde ücretlerin iyileştirilmesinden, boş kadroların doldurulmasına, Fahri ve vekillerin kadroya alınmasından ek ders ücretlerine, bayram mesailerinden yatılı Kur’an kurslarının iaşe ve ibate giderlerinin genel bütçeden karşılanmasına, ilahiyat önlisans diplomalarındaki şerhlerin kaldırılmasından teşkilat yasamızın çıkarılmasına, Ramazan ayında fazla çalışma ücereti alınmasından Kuran Kursu Öğreticilerine kayıt döneminde ek ders ücreti ödenmesine kadar burada sayıp da vaktinizi almak istemediğim bir çok kazanımda Diyanet-Sen’in imzası vardır.
Tüm toplumu ilgilendiren, kamuda kılık kıyafet yasağının kaldırılmasından, Cuma saatinde kamu görevlilerine izin verilmesi, Yaz Kur’an kurslarında yaş engelinin kadırılması, hastanelere din görevlisi ugyulamaları da sendikamızın Memur-Sen’inimizin çabaları sonucu hayata geçmiş toplumumuzu rahatlatan uygulamalardan bazılarıdır. Dedi.
Din görevlileri olarak bütün zorlu durumlarda yüklendiğimiz toplum önderliği rolümüzü misyonumuzu bu milletin yeniden dirilişinde de en önde hizmet ederek gösterdik göstermeye devam edelim. Çünkü biz kavganın, karmaşanın, kaosun ve karanlığın değil; demokrasinin, saygının, sevginin, huzurun ve aydınlığın taraftarıyız. Çünkü biz doğru kimden gelirse gelsin yanında, yanlış kimden gelirse gelsin karşısındayız. Hakkın ve haklının temsilcisi olan Diyanet-Sen ilkeli sendikal anlayışıyla bu Milletin yeniden dirilişinde hizmet etmeye devam edecektir.
“Kim demiş her şeyin bitişi ölüm/Destanlar yayılır mezarımızdan” diyen Mehmet Akif İnan başta olmak üzere soylu mücadeleye ömür veren başta Rahmetli Kurucu Genel Başkanımız Ahmet Yıldız olmak üzere rahmeti rahmana kavuşan gönül erlerini rahmet ve minnetle anıyor; Türkiye’nin en büyük örgütlü gücünü oluşturan üyelerimize, en zor zamanda adanmışlık örneği sergileyerek destanlaşan teşkilatımıza sonsuz teşekkürler ediyorum. Kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dedi.
İlginizi Çekebilir